Kaldım bir ikilemin içinde
İleri gidemiyor
Geri dönemiyorum
Uzak sanki bana herşey
Yakınlaştıkça uzaklaşıyorum..
30 Ocak 2009



Dört kelebek ateşin gerçek sırrına ulaşmaya karar verirler..

İlk kelebek uzağından geçip gelir ve şöyle der:


-Ateş aydınlatan bir şeydir;


Bu da gerçeği anlatmak için eksiktir.İkinci kelebek ateşe iyice yaklaşıp döner ve şöyle der:


-Ateş ısıtan bir şeydir;


Bu da gerçeği anlatmak için eksiktir.Üçüncü kelebek ateşe iyice yaklaşır,alevler kanatlarına değer geçer ve döndüğünde,


-İşte ateşin gerçek bilgisi der, ateş yakıcı bir şeydir,


Dördüncü kelebek bununla yetinmez.Ateşin çevresinde dolanır,döner,kavrulur ve birden bire ateşin içine dalarak bir an parladıktan sonra,alevlerin içinde görünmez olur... Ateşin gerçek bilgisini anlayan tek kelebektir o ... Ancak bunu artık diğerlerine anlatacak durumda değildir..Anlatmasına da gerek yoktur...


Hiç kimse ateşin ne olduğunu başkasının anlatmasından öğrenemez. Ateşe ancak dokunarak öğrenilir,onun ne olduğu...


Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler... Ömrünce gerçek aşkı bulamayan insana inat,ateşin aşk olduğunu bilerek,aşk için yanmayı bilerek...


(Netten Alıntı)



Bahşiş

Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu.. Çocuk sordu: "Çikolatalı pasta kaç para?" "50 cent!.." Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu: "Peki dondurma ne kadar.." "35 cent" dedi garson kız sabırsızlıkla.. Dükkanda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki.. Çocuk parasını bir daha saydı ve "Bir dondurma alabilir miyim lütfen" dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Bos dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı 15 cent duruyordu..
(Netten alıntı)





Ressam

Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitiminitamamlamış.Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalıkmeydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş.


Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasına gitmiş.Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.

Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş fakat bukez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırçakoymasını ve yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş.Öğrenci denileni yapmış.Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış.Sevinçle ustasına koşmuş.Usta ressam şöyle demiş:"İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın.


"SAKIN EMEĞİNİ BİLMEYENLERE SUNMA veASLA BİLMEYENLE TARTIŞMA "
(Netten Alıntı)


Blog Widget by LinkWithin