10/13/2009 06:25:00 ÖS -
Posted by Unknown -
0
yorum
3 Aylik Yogun bir kosusturmacanin sonunda yerlesebildik vatanimiza ve evimize..
Evet sonunda Türkiyedeyiz, Türkiyemizde yasayacagiz, biraktik yaban elleri artik buraliyiz..
Alismakta zorlandik ilk baslarda, moral bozukluklari, kirginliklar, "geri dönelim burada yasayamayacigiz" düsünceleri, ama sonunda alistik, burada vatanimizda yasamaya basladik..
Artik Türkiyedeyiz, eminim burada dahada mutlu olacagiz.........♥♥♥♥
Evet sonunda Türkiyedeyiz, Türkiyemizde yasayacagiz, biraktik yaban elleri artik buraliyiz..
Alismakta zorlandik ilk baslarda, moral bozukluklari, kirginliklar, "geri dönelim burada yasayamayacigiz" düsünceleri, ama sonunda alistik, burada vatanimizda yasamaya basladik..
Artik Türkiyedeyiz, eminim burada dahada mutlu olacagiz.........♥♥♥♥
7/10/2009 10:34:00 ÖÖ -
Posted by Unknown -
6
yorum
Sabah uyandığımdan beridir içimde bir hüzün, ağladım ağlayacağım ama boğazımda düğümleniyor cümleler..
Sebebsiz mi bilmiyorum, ufak tahminlerde bulunmaya çalışıyorum..
Gözyaşlarımın süzülmesini istedikçe, bu şekilde rahatlayacığımı düşündükçe içime akıyor gözyaşlarım..
Midemde bir düğüm, bir ağrı, patlıyacakmışım gibi hissediyorum..
Kelimelerim yine düğümlendi gerisini getiremiyorum............................
Sebebsiz mi bilmiyorum, ufak tahminlerde bulunmaya çalışıyorum..
Gözyaşlarımın süzülmesini istedikçe, bu şekilde rahatlayacığımı düşündükçe içime akıyor gözyaşlarım..
Midemde bir düğüm, bir ağrı, patlıyacakmışım gibi hissediyorum..
Kelimelerim yine düğümlendi gerisini getiremiyorum............................
7/09/2009 11:31:00 ÖÖ -
Posted by Unknown -
0
yorum


Farkında mısınız bilmiyorum ama günlerdir bir tema kurmaya karar veremedim..
3 blog sayfamla aynı derecede uğraştım ve hangi temayı kursam diye karar verememekten, tema geçit töreni gibi oldu bloglarım, kurduğum temalar ya isme uymuyordu, yada uygun isme göre blog sayfamın adını değiştiriyordum..
Ama sonunda bu blogumun temasınında da, adında da karar kılabildim (inşallah bir daha değiştirmem) artık yola bu tema ve blog ismiyle devam edeceğim..
Türkiye`ye döndüğümüzde belki ilgilenemem diye, bir taraftanda blog sayfalarımı düzenlemeye çalışıyorum, bu blog sayfam içime yattı o yüzden artık bu isim ve temayla yola devam ediyorum... ;))
6/30/2009 02:11:00 ÖS -
Posted by Unknown -
4
yorum
Bir varmış bir yokmuş..
Bir zamanlar umutlarla dolu, hayatı toz pembe gören bir genç kız varmış..
Hiç aklında yokken bir gün Almanya ya gelin olarak gelmiş, burası yeni vatanı olmuş, ama asıl vatanını hiç aklından çıkaramamış!..
Annesi, babası, kardeşleri yetmezmiş gibi birde vatan hasretiyle yanıp tutuşur olmuş, hep bir gün "vatanıma geri dönerim inşallah" umuduyla yaşamış, çok üzüntüler yaşamış, çok mutlu olduğu anlar olmuş, çok kavgaları, çok barıştıkları olmuş..
En güzeli bir evladı olmuş, Allah onu bu sevgiden yoksun bırakmamış, bir tanecik bile olsa bir evlat sahibi yapmış, bunada hep şükretmiş..
Ne yaşarsa yaşasın hep şükretmiş, şükretmeyi bilmiş..
Bir müddet calışmış evinin bütçesine katkısı olduğu için mutluluk duymuş, ama bedeni zayıf olduğu için çalışma hayatı o`na bir kol ağrısı hediye etmiş..
Ehliyet almış, araba sürmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu öğrenmiş, kaza yapmış ama bir sıyrığı bile olmadan, eşinin anlayışı sayesinde çabucak atlatmış, azda olsa bir dil öğrenmiş, bu yıllar içinde olgunlaşmış, mantığını kullanmayı öğrenmiş.. Anne olmayı, eş olmayı, kadın olmayı öğrenmiş..
ve bir gün gelmiş, eşi ona "vatanımıza dönelim mi!" diye sormuş, o kadar sevinmiş o kadar sevinmiş ki birden yine herşeyi toz pembe görmeye başlamış.. Ama tabi ki artılar kadar eksilerde olduğunu biliyormuş herşeyi tartarak hesap ederek düşünmeye başlamış ama hala işinde ki sevinci bir türlü dindiremiyormuş..
14 yıl süren hasretlik sonunda biteceği için çok ama çok mutluymuş, ama bir şeyi hesaba katamamış, burada ki arkadaşlarını, evini, ortamını özleyeceğini hiç düşünememiş, gitme günü yaklaştikça içini burukluklar kaplıyormuş, ne kadar da zormuş! insan hep hasretle yanmak zorundaymış meğerse onu anlamış..
Bir Almanya masalı böyle sona eriyormuş..
Yeni bir masal başlıyormuş belkide hiç bitmeyecek bir masalmış bu adı`da;
Bir Türkiye Masalıymış...
Bir varmış bir yokmuş..
Bir zamanlar umutlarla dolu, hayatı toz pembe gören bir genç kız varmış..
Hiç aklında yokken bir gün Almanya ya gelin olarak gelmiş, burası yeni vatanı olmuş, ama asıl vatanını hiç aklından çıkaramamış!..
Annesi, babası, kardeşleri yetmezmiş gibi birde vatan hasretiyle yanıp tutuşur olmuş, hep bir gün "vatanıma geri dönerim inşallah" umuduyla yaşamış, çok üzüntüler yaşamış, çok mutlu olduğu anlar olmuş, çok kavgaları, çok barıştıkları olmuş..
En güzeli bir evladı olmuş, Allah onu bu sevgiden yoksun bırakmamış, bir tanecik bile olsa bir evlat sahibi yapmış, bunada hep şükretmiş..
Ne yaşarsa yaşasın hep şükretmiş, şükretmeyi bilmiş..
Bir müddet calışmış evinin bütçesine katkısı olduğu için mutluluk duymuş, ama bedeni zayıf olduğu için çalışma hayatı o`na bir kol ağrısı hediye etmiş..
Ehliyet almış, araba sürmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu öğrenmiş, kaza yapmış ama bir sıyrığı bile olmadan, eşinin anlayışı sayesinde çabucak atlatmış, azda olsa bir dil öğrenmiş, bu yıllar içinde olgunlaşmış, mantığını kullanmayı öğrenmiş.. Anne olmayı, eş olmayı, kadın olmayı öğrenmiş..
ve bir gün gelmiş, eşi ona "vatanımıza dönelim mi!" diye sormuş, o kadar sevinmiş o kadar sevinmiş ki birden yine herşeyi toz pembe görmeye başlamış.. Ama tabi ki artılar kadar eksilerde olduğunu biliyormuş herşeyi tartarak hesap ederek düşünmeye başlamış ama hala işinde ki sevinci bir türlü dindiremiyormuş..
14 yıl süren hasretlik sonunda biteceği için çok ama çok mutluymuş, ama bir şeyi hesaba katamamış, burada ki arkadaşlarını, evini, ortamını özleyeceğini hiç düşünememiş, gitme günü yaklaştikça içini burukluklar kaplıyormuş, ne kadar da zormuş! insan hep hasretle yanmak zorundaymış meğerse onu anlamış..
Bir Almanya masalı böyle sona eriyormuş..
Yeni bir masal başlıyormuş belkide hiç bitmeyecek bir masalmış bu adı`da;
Bir Türkiye Masalıymış...
Narish - 30.06.2009
5/03/2009 09:02:00 ÖS -
Posted by Unknown -
2
yorum
11 yil önce bugün ilk kez annelik duygusunu sende tatdim..
sen beni dünyanin en güzel duygusuyla taclandirdin..
sen dünyanin en güzel varligisin benim icin..
ve daima öyle olucaksin..
senin her anini izlemek kadar güzel bir sey yok inan
dünyanin en güzel hazinesisin sen
seni seviyorum bebegim iyi ki dogdun iyi ki bitanemsin..
sen beni dünyanin en güzel duygusuyla taclandirdin..
sen dünyanin en güzel varligisin benim icin..
ve daima öyle olucaksin..
senin her anini izlemek kadar güzel bir sey yok inan
dünyanin en güzel hazinesisin sen
seni seviyorum bebegim iyi ki dogdun iyi ki bitanemsin..
4/25/2009 09:27:00 ÖÖ -
Posted by Unknown -
2
yorum


Diger bloglarima nazaran bu blogumu daha sonra acmistim, digerlerini unuttum ama bu blogumu actigim tarihi unutmadim.. duyguyla yazdigim tüm yazilarimi topladigim blogumun 1. yili kutlu olsun..
4/18/2009 05:06:00 ÖS -
Posted by Unknown -
0
yorum

Gökkusagini benligimde tasiyorum
Yedi rengiyle bütünlügümü tamamliyorum
Kirmiziyken kizginim
Turuncuyla heyecan doluyum
Sariyla hüzünleniyorum
Yesil huzurum
Turkuaz kadar canliyim
Mavide soguyorum
Morla neseliyim
Yedi rengini tasiyorum
Yagmur sonrasi cikan bir gökkusaginin
Tüm renklerini benligimde yasiyorum..
19.03.2009 Narish

Gökkusagini benligimde tasiyorum
Yedi rengiyle bütünlügümü tamamliyorum
Kirmiziyken kizginim
Turuncuyla heyecan doluyum
Sariyla hüzünleniyorum
Yesil huzurum
Turkuaz kadar canliyim
Mavide soguyorum
Morla neseliyim
Yedi rengini tasiyorum
Yagmur sonrasi cikan bir gökkusaginin
Tüm renklerini benligimde yasiyorum..
19.03.2009 Narish
3/09/2009 01:26:00 ÖÖ -
Posted by Unknown -
0
yorum


Sen
"Sen" diye basliyor cümlelerim
"Sen" diye bitiyor sözlerim
Kulaklarin duymasada
"Sen" diyerek atiyor kalbim
Uzaklar "Sen" diyor adeta
Yakinlar bana hep "Sen" diye sesleniyor
Civit mavisi gökyüzünde
Bulutlar bana "Sen" diye hitap ediyor
Artik "Sen" diyemiyorum
Tükendi kelimelerim "Sen" de
Istemesemde "Sen"sizligi
Mecbur kaldim gidiyorum "Sen"sizlige..
09-03-2009 01;24
Gecenin bir yarisi bir kac dize düstü yüregimden..
"Sen" diye basliyor cümlelerim
"Sen" diye bitiyor sözlerim
Kulaklarin duymasada
"Sen" diyerek atiyor kalbim
Uzaklar "Sen" diyor adeta
Yakinlar bana hep "Sen" diye sesleniyor
Civit mavisi gökyüzünde
Bulutlar bana "Sen" diye hitap ediyor
Artik "Sen" diyemiyorum
Tükendi kelimelerim "Sen" de
Istemesemde "Sen"sizligi
Mecbur kaldim gidiyorum "Sen"sizlige..
09-03-2009 01;24
Gecenin bir yarisi bir kac dize düstü yüregimden..
1/30/2009 01:08:00 ÖS -
Posted by Unknown -
0
yorum
Kaldım bir ikilemin içinde
İleri gidemiyor
Geri dönemiyorum
Uzak sanki bana herşey
Yakınlaştıkça uzaklaşıyorum..
30 Ocak 2009
1/26/2009 03:33:00 ÖS -
Posted by Unknown -
0
yorum


Dört kelebek ateşin gerçek sırrına ulaşmaya karar verirler..
İlk kelebek uzağından geçip gelir ve şöyle der:
-Ateş aydınlatan bir şeydir;
Bu da gerçeği anlatmak için eksiktir.İkinci kelebek ateşe iyice yaklaşıp döner ve şöyle der:
-Ateş ısıtan bir şeydir;
Bu da gerçeği anlatmak için eksiktir.Üçüncü kelebek ateşe iyice yaklaşır,alevler kanatlarına değer geçer ve döndüğünde,
-İşte ateşin gerçek bilgisi der, ateş yakıcı bir şeydir,
Dördüncü kelebek bununla yetinmez.Ateşin çevresinde dolanır,döner,kavrulur ve birden bire ateşin içine dalarak bir an parladıktan sonra,alevlerin içinde görünmez olur... Ateşin gerçek bilgisini anlayan tek kelebektir o ... Ancak bunu artık diğerlerine anlatacak durumda değildir..Anlatmasına da gerek yoktur...
Hiç kimse ateşin ne olduğunu başkasının anlatmasından öğrenemez. Ateşe ancak dokunarak öğrenilir,onun ne olduğu...
Sadece birkaç gün yaşadı kelebekler... Ömrünce gerçek aşkı bulamayan insana inat,ateşin aşk olduğunu bilerek,aşk için yanmayı bilerek...
(Netten Alıntı)
1/26/2009 03:06:00 ÖS -
Posted by Unknown -
0
yorum


Bahşiş
Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi. Garson kız hemen koştu.. Çocuk sordu: "Çikolatalı pasta kaç para?" "50 cent!.." Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu: "Peki dondurma ne kadar.." "35 cent" dedi garson kız sabırsızlıkla.. Dükkanda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu. Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki.. Çocuk parasını bir daha saydı ve "Bir dondurma alabilir miyim lütfen" dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve öteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde, gözleri doldu birden. Bos dondurma tabağının yanında çocuğun bıraktığı 15 cent duruyordu..
(Netten alıntı)
1/26/2009 03:01:00 ÖS -
Posted by Unknown -
0
yorum

Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasına gitmiş.Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.

Ressam
Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitiminitamamlamış.Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalıkmeydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş.
Renklerin ustası olarak anılan büyük bir ressamın öğrencisi eğitiminitamamlamış.Büyük usta öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalıkmeydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş.
Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasına gitmiş.Usta ressam üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.
Öğrenci resmi yeniden yapmış.Usta yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş fakat bukez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırçakoymasını ve yanına da insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile bırakmasını önermiş.Öğrenci denileni yapmış.Birkaç gün sonra bakmış ki resmine hiç dokunulmamış.Sevinçle ustasına koşmuş.Usta ressam şöyle demiş:"İlkinde insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.İkincisinde onlardan yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye cesaret edemedi.Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın.
"SAKIN EMEĞİNİ BİLMEYENLERE SUNMA veASLA BİLMEYENLE TARTIŞMA "
(Netten Alıntı)
1/21/2009 10:26:00 ÖÖ -
Posted by Unknown -
0
yorum
Yaralarimi saklamaya calisiyorum
Kimse görmesin diye
Ben sakladikca cikiyorlar ortaya
Vuruyorlar yaralarima incitircesine..
21 Ocak 2009
-
►
2010
(2)
- ► 05/02 - 05/09 (1)
- ► 01/24 - 01/31 (1)
-
▼
2009
(18)
- ► 01/25 - 02/01 (4)
-
►
2008
(27)
- ► 12/14 - 12/21 (2)
- ► 12/07 - 12/14 (1)
- ► 11/09 - 11/16 (1)
- ► 10/19 - 10/26 (2)
- ► 10/12 - 10/19 (1)
- ► 09/28 - 10/05 (4)
- ► 07/27 - 08/03 (2)
- ► 06/15 - 06/22 (5)
- ► 05/25 - 06/01 (1)
- ► 05/18 - 05/25 (1)
- ► 05/04 - 05/11 (4)
- ► 04/27 - 05/04 (2)
- ► 04/20 - 04/27 (1)
Hakkımda
Ben`ce
Hayat ne kadar kisa ise insanlarin yasadiklari bir o kadar cok uzundur, mutlaka ki yasananlar dökülür bir kagida, bir defter arkasina, yazmak insani rahatlatir, bende döktüm icimdekileri blog sayfama..
Sizlerde okuyup ortak olun diye tüm yasadiklarima...
Sizlerde okuyup ortak olun diye tüm yasadiklarima...
Kalemim
Sandığım`dan
Yemek Tariflerim
Beni Takip edenler
Blog Listem
Arşivim
Theme by Function
© 2008 Kalemimden Dökülenler Bloggerized by Falcon Hive.com